Kayıtlar

2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu yükü neden taşıyorum demeyin...

Kemal yamaç tırmanışı yapmak isteyen genç bir delikanlıydı. Bir gün cesaretini toplayarak bir grup tırmanışına katıldı. Tırmanacakları yere vardıklarında, neredeyse duvar gibi dik, büyük ve kayalık bir yamaç çıktı karsılarına. Tüm korkularına rağmen, Kemal azimliydi. Emniyet kemerini taktı, ipi yakaladı ve kayanın dik yüzüne tırmanmaya başladı. Bir süre tırmandıktan sonra, nefeslenebileceği bir ...oyuk buldu... Orada asılı dururken, gruptan yukarıda ipi tutan kişi dalgınlığa düşerek ipi gevşetiverdi. Aniden boşalan ip, hızla Kemal´in gözüne çarparak lensinin düşmesine neden oldu. Lens çok küçüktü ve bulunması neredeyse imkansızdı. Lens yamacın ortasında bir yerlerde kalmıştı ve Kemal artık bulanık görüyordu. Ümitsizlik içinde Kemal, lensini bulması için Allah´a dua edebilirdi yalnızca... Ve içten içe düşünüp dua etmeye başladı. "Allah´ım! Sen bu anda buradaki tüm dağları görürsün. Bu dağlar üzerindeki her bir taşı ve yaprağı bildiğin gibi, benim lensimin yerini de bi

Televizyon Tarihimde Bir İlk

Resim
  Birkaç dakika önce TRT 1'de "Dünyada Ramazan-Bosna Hersek" programında sunucu(Bekir Develi) ezan okudu.Şaşırdım sebebi de doğdum,büyüdüm yaşamaya devam ediyorum ancak ilk defa ekranda bir programın sunucusunun ezan okumasına şahit oldum.Etkiledi mi?Hem de çok... Srebrenitsa'da ninemle yaşıt üç teyzenin dağ köyünde ki evlerinin bahçesinde iftar zamanı.Ev sahibesinin yüzü o kadar güzel ki...Yetmişinden sonra inşallah herkese o derece güzel,nurlu bir suret nasip eder Rabbim.Gözleri yaşlı,sebebini soran sunucuya "Senin yaşında oğullarım,yeğenlerim vardı hepsini öldürdüler" diyor Boşnakça.Öyle bir katliam ki öldürülenlerin bedeninin her bir parçası ayrı bir şehre gönderiliyor,farklı farklı toplu mezarlara.Programın en ilginç görüntüsüne dikkat çekti sunucu, "Peki bu üç teyze neden yalnız?" diye sordu.Programın akışından dolayı tarladalardır dedim kendimce.El cevap "Elleri bağlanıp kafalarına kurşun sıkılarak öldürülen dedelerimiz." Bosna

25 Temmuz 2011 Pazartesi

Biraz önce kapatılan telefon ve yazar Nihat GENÇ ile yapılan telefon görüşmesi.Ne büyük saadet,ne büyük mutluluk...Notumu düştüm tarihime.

Fener'den Büyük Ceylan Var‏

Nuri Bilge CEYLAN... Adı ile uyumlu bir karakter; hem büyük hem de küçük.Bilge bir duruşa sahip Ceylan.Yaptığı işlere attığı imzanın büyüklüğü tevazusuyla daha da anlam kazanıyor.Gidilen yol uzundur ve aynı zamanda verilen emekte.1959 yılında doğan Ceylan'ı Türk halkı 2008 yılında aldığı Altın Palmiye Ödülü (Cannes Film Festivali) ile tanıdı.Demokrasiyi hazmetmeye çalışan ülkemiz insanına verdiği mesaj aldığı ödülden çok daha fazla ilgi çekti ve pek beğenilmedi aslında: "Bu ödülü birisine ithaf etmek istiyorum... Yalnız ve güzel ülkem Türkiye’ye..." 52 yıl önce çıktığı hayat yolunda kendini tanımaya çalıştığı yıllar biyografisine bakılırsa okumaya değer notlar bana göre(link).Geçmişini ve bugününü ilgiyle okuduğumuzda ülkemizde büyük bir Çınar'ın yetiştiğini görmemek elde değil.Sessiz,derinden giden bir hayat ve bir o kadar da sağlam temeller üzerine kurulmuş kariyer.Hayat,emek ve sevda üçgeniyle alınan yollar ve yıllar... Sinema sektörünün direktör koltuğunda ot